A-) BİLİMSEL MÜTALAA RAPORU / UZMAN MÜTALAASI / UZMAN GÖRÜŞÜ
Bilimsel Mütalaa Raporu Nedir?
Bilimsel Mütalaa, taraflarının soruşturma/dava konusu olayı aydınlatmak için soruşturma veya kovuşturmanın her aşamasında alabilecekleri teknik veya bilimsel bir rapordur. Bu rapor türü için “Uzman Mütalaası”, “Uzman Görüşü” vb. tanımlamalar da kullanılmaktadır.
Adalet sistemi, Hukuk Muhakemesi kanununun 293. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu 178–179 maddeleri “Uzman Görüşü” başlığı altında alternatif bir yaklaşım ve uygulama tanımlanmıştır. Alternatif bilirkişilik olanağı sağlayan “Bilimsel Mütalaa / uzman Görüşü” bu kanun maddelerinin yürürlüğe girmesi ile yasal bir zemine oturtulmuş ve geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Bilimsel Mütalaa Hangi Amaçlar ile Talep Edilir?
Savcılık veya Mahkeme dosyasında çözümü uzmanlık gerektiren noktaların aydınlatılması ve anlaşılır kılınması, tarafların iddialarını bilimsel verilerle desteklemeleri veya karşı tarafın bilim ve fenne aykırı iddialarını çürütmek, dosyada mevcut bilirkişi raporundaki hata ve çelişkileri ortaya koymak, var ise birden fazla farklı bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak vb. amaçlarla talep edilebilmektedir.
Kimlerden/Nerelerden Bilimsel Mütalaa Raporu alınabilir?
Dava tarafları, doğrudan konusunda uzmanlığı belgelenmiş kişi veya kurumlara (Dernekler, Üniversitelerin ilgili bölümleri, Laboratuvarlar vb. kurumlar) başvurarak Bilimsel Mütalaa raporu alabilmektedir. Bunun için mahkeme veya savcılığın talebine ihtiyaç bulunmayıp taraflar doğrudan başvurabilmektedir.
Savcılık veya Mahkeme’nin İstediği Raporlardan Farkı Nedir?
Tarafların kendi belirlediği bir kişi veya kurumdan aldıkları Bilimsel Mütalaa/Uzman Mütalaası Raporu ile doğrudan Savcılık ya da Mahkemece görevlendirmiş bilirkişilerin düzenledikleri rapor arasında hukuki açıdan bir fark veya üstünlük bulunmamaktadır. Her iki rapor türü de savcılık/mahkeme dosyasındaki “takdiri deliller” arasında kabul edilmekte olup olayı açıklayan bilgilendirici niteliği gereği mahkemeyi aydınlatma niteliği bulunsa da mahkeme bilirkişi raporuna uymakla yükümlü değildir.
B-) RESMİ BİLİRKİŞİLİK
3 Ağustos 2017 Tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bilirkişilik Yönetmeliği’nde, çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. CMK, 63. Madde kapsamında bilirkişi görüşünün alınmasına Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilmektedir.
Resmi Bilirkişinin görev kapsamı genelde kendi bilgi ve uzmanlık alanı, özelde ise sorulan sorular ile sınırlandırılmıştır.
Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin herhangi bir aşamasında ilgili makam tarafından, resmi bilirkişilik kurumları veya bilirkişi heyetlerinden talep edilebilmektedir.
Bu kapsamda alınan bilirkişi raporu yargılama dosyasındaki “takdiri deliller” arasında yer alıp mahkeme bilirkişi raporuna uymakla yükümlü değildir.
C-) HANGİ KONULARDA UZMAN MÜTALAASI/BİLİMSEL MÜTALAA ALINABİLİR?
Ceza hukuku, medeni hukuk ve idare hukuku değerlendirmelerinde, gerçeğin ortaya çıkarılması, iddiaların açıklığa kavuşturulması, dava konusu olay ve durumların netleştirilmesi amaçlarıyla uzman mütalaası alınması önemlidir.
Adli Tıp ve Adli Bilimler Disiplinleri uğraşı alanları gereği, hukuk sistemi içerisinde en sık ihtiyaç duyulan alanlardandır.
Uzman mütalaası alınabilecek konular;
Ölü Muayenesi ve Adli Otopsi: Ölü Muayenesi ve Adli Otopsi süreçlerinde yaşanan sorunlar, değerlendirme eksikliklleri, ulusal ve uluslararası standartlara uyulmaması durumlarında bu raporlardan kaynaklanan mağduriyetin giderilmesi, raporların doğru yorumlanması ve adaletin hak ölçüsünde tecellisi için Adli Tıp Uzmanı Mütalaasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Uygun olmayan veya yetersiz Olay Yeri İncelemesinden kaynaklanan hukuki veya bilimsel sorunlar: Ölümlü veya yaralamalı olay yeri incelemelerinde inceleme bulguları, örnekleme, delil tespiti ve transferi, fizilsel ve kimyasal deliller ile biyolojik doku yönetimi vb. durumlarda yaşanan sorunlar, bilgi, beceri eksikliği veya teknik nedenlerle yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi, olayın doğru yorumlanması ve rekonstrüksiyonu veya olay yeri raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi için Adli Tıp Uzman Mütalaasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Cezai ve Hukuki ehliyetin olup olmadığına ilişkin raporlar: Hastanelerin iş yükü, klinik branş veya ilgili sağlık kurullarının tecrübe eksikliği nedeniyle bu alanlarda çok sayıda çelişkili raporlar bulunmakta ve bu nedenle taraflar telafisi imkansız mağduriyetler yaşabilmektedir. Bu alanlarda ulusal ve uluslararası standartlara uygun klinik değerlendirme ve çelişkilerin giderilmesi için sıklıkla Adli Tıp Uzman Mütalaasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Tıbbi uygulamalarda kusur olup olmadığına yönelik raporlar: Tıbbbi uygulama hatalarından mağdur olanlar ya da haksız yere tıbbi uygulama hatası ile karşılaşan sağlık çalışanları açısından giderek artan bir sorun olan tıbbi uygulama hatası davaları görülmektedir. Bu nedenle bahsi geçen dosyalarda ulusal ve uluslararası standartlara uygun klinik değerlendirme yapılabilmesi, iddiaların yanıtlanabilmesi veya çürütülmesi ya da çelişkilerin giderilmesi için sıklıkla Adli Tıp Uzman Mütalaasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Bedensel Zararların Tazmini açısından Maluliyet Raporları: Trafik kazası, işyeri yaralanması, darp vb. durumlarda tazminat mahkemeleri ve sigorta başvurularında raporların uygun olmaması halinde ciddi mağduriyetler yaşandığı bilinmektedir. Bu noktada, mağdurun maluliyet durumunu hakkaniyete uygun, bilimsel, kanıta dayalı ve denetlenebilir bir raporla tespiti için Adli Tıp Uzman Mütalaasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Cinsel Suçlar: Cinsel suç vakalarında muayene, raporlama, delil eldesi, dellilerin transfer hatalar olması ve vakanın uluslararası standartlara uygun şekilde yönetilmemesi nedeniyle olası mağdur ve sanık açısından çok ciddi hak kayıpları yaşanabilmektedir. Çok hassas şekilde, bilim ışığında bir değerlendirme raporlama ile tüm tarafların mağdur edilmemesi için Adli Tıp Uzman Mütalaasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Alkol, İlaç ve Madde kullanımı ile ilgili yaşanan sorunlar: Trafik kazaları, günlük yaşam tartışmaları, darp vb. durumlarda kişilerin alkol veya madde etkisi altında olması olayın hukuki yorumunda çok etkilidir. İlaç etkileşimleri, çeşiitli kimyasallara maruziyet veya bazı klinik durumlarda alkol, ilaç veya madde etkisi durumu özellikle dikkatli bir değerlendirmeyi hak etmektedir. Vaka veya sorunlu hususlar, düzeyin bakıldığı vücut sıvısının alınma şekli, saklanma ve transfer koşulları ve analizdeki teknik detaylar vb. birçok değişken çok dikkatle değerlendirilerek yönetilmelidir. Bu açıdan hak kayıplarının yaşanması, doğru, bilimsel, kanıta dayalı ve denetlenebilir bir rapor için Adli Tıp Uzman Mütalaasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Aslında Bilimsel Mütalaa almanın belirli bir zamanı yoktur ve kişi/kurum yargı nezdinde iddia, talep, mağduriyetini vs. bilimsel temelde net bir şekilde ortaya koymak için her aşamada alınabilir. Ancak bazı durumlarda bilimsel mütalaa alınması taraflar açısından önemli bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumlar;
Adli belge incelemelerinde incelemenin belgenin aslı üzerinde yapılması gerekmektedir. Zira bir belgenin fotokopi ile çoğaltılması esnasında belgeye ekleme veya çıkarmalar yapılabilir. Ancak belge aslının kayıp olduğu veya bulunamadığı durumlarda fotokopi belge üzerinden de inceleme yapılabilir. Bu durumda düzenlenecek raporda söz konusu kısıtlılıklar belirtilir.
Tarafımızca yapılan belge incelemesi bilirkişilikleri resmi makamlar tarafından görev verilmek sureti ile resmi olarak veya kişilerin bireysel talepleri üzerine özel olarak (Hukuk Muhakemeleri Kanunu 293. madde ve Ceza Muhakemesi Kanunu 178 ve 179. maddeleri) yapılabilmektedir. Mahkemeler incelenmesi için belge asıllarını göndermektedir. Kişilerin bireysel başvurularında ise belgeler adli makamların kasasında olduğundan adli makamdan izin alınmak sureti ile belgenin olduğu yerde inceleme yapılabilmektedir.